SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SUNNE BAHSİ

<< 4642 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا إِسْحَقُ بْنُ إِسْمَعِيلَ الطَّالَقَانِيُّ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح و حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ الْمُغِيرَةِ عَنْ الرَّبِيعِ بْنِ خَالِدٍ الضَّبِّيِّ قَالَ سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ يَخْطُبُ فَقَالَ فِي خُطْبَتِهِ رَسُولُ أَحَدِكُمْ فِي حَاجَتِهِ أَكْرَمُ عَلَيْهِ أَمْ خَلِيفَتُهُ فِي أَهْلِهِ فَقُلْتُ فِي نَفْسِي لِلَّهِ عَلَيَّ أَلَّا أُصَلِّيَ خَلْفَكَ صَلَاةً أَبَدًا وَإِنْ وَجَدْتُ قَوْمًا يُجَاهِدُونَكَ لَأُجَاهِدَنَّكَ مَعَهُمْ زَادَ إِسْحَقُ فِي حَدِيثِهِ قَالَ فَقَاتَلَ فِي الْجَمَاجِمِ حَتَّى قُتِلَ

 

Er-Rabî' b. Hâlid ed-Dabî'den (rivayet edilmiştir); demiştir ki:

 

Ben Haccâc'ı bir hutbesinde: "Birinizin, kendi ihtiyacı için görevlendirdiği elçisi mi kendisine daha iyidir, yoksa ailesi içerisinde (onların) ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevlendirdiği halifesi mi?" derken işittim.

 

Bunun üzerine kendi kendime: "Allah için (bir daha) senin arkanda hiçbir zaman namaz kılmamak ve seninle savaşan bir cemaat bulursam onlarla beraber sana karşı savaşmak üzerime borç olsun" dedim.

 

(Ravi) İshâk (ibn İsmail) rivayetinde (bu habere şu sözleri de) ekledi: (Cerîr) dedi ki: (Gerçekten Er-Rabî) Cemâcim (savaşın) da şehid edilinceye kadar(Haccâc'a karşı) savaştı.

 

 

İzah:

Er-Rabî' b. Hâlid, Haccâc'ın sözlerinden kendisini V£ Meıvânileri Hz. Nebiden üstün tuttuğu ve dolayısıyle Hz. Nebie dil uzattığı manasını çıkarmış ve onun ar­kasında namaz kılmamaya ve fırsatını bulunca ona karşı savaşacağına ye­min etmişse de, aslında Haccâc bu sözleriyle asla böyle bir mana kasdetmemiştir.Çünkü ondan ve onun tâbi olduğu Ümeyye oğullarından, Hz. Nebie, Hz. Ebu Bekir'le Hz. Ömer'e karşı herhangi bir saygısızlık ifade eden bir söz ve tavır görülmemiştir. Ancak onlar olanca güçleriyle Hz. Osman'ın Hz. Ali'ye üstünlüğünü savunmuşlar ve her fırsatta bunu isbatlamaya çalışmışlardır.

 

İşte Haccâc-ı Zalim , bu sözüyle yine Hz. Osman'ın Hz. Ali'ye üstün­lüğünü ifade ve isbât etmek istemiştir. Onun iddiasına göre, Bedir sava­şında, Hz. Rukiyye'nin hastalığı sebebiyle, Hz. Nebiin, onun harbe çıkmsına izin vermeyip, Hz. Rukiyye'nin tedavisi ile meşgul olmak üze­re evde kalmasını emrettiği halde, Hz. Ali'yi Tebük savaşında, sonra  inen Beraet (Tevbe) suresinin ayetlerini hacılara tebliğ etmek üzere elçi olarak göndermesi, bu iki sahabi arasındaki farkı göstermek için kâfidir.

 

Çünkü bu iki hadisede, Hz. Osman, Hz. Peygmberin halifeliğini, Hz. Ali ise elçiliğini üstlenmiştir ve halifelik makamı ise elçilik makamından üstündür. İşte Haccâc'in iddiası ve söylemek istediği budur.

 

Oysa, bu iddia tamamen yersiz ve yanlıştır. Çünkü Hz. Nebi, Hudeybiye savaşında Hz. Osman'ı Kureyş'e elçi olarak gönderdiği halde Hz. Ali'yi bazı gazalarda yerine halife olarak bırakmıştı. Bu durum Haccâc'in yanlışlığını ortaya koymak için yeterli olduğu gibi aynı zaman­da kendi mantığına göre Hz. Osman'ın Hz. Ali'den daha faziletli olması­nı gerektirir. Nefsâni duygularla hareket eden kimselerin bu gibi tezatla­ra düşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.

 

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi en isabetli hareket, Hz. Nebiin halifelerinin dördünün de faziletine inanıp, hangisinin daha faziletli oldu­ğunu münakaşa mevzuu etmekten kaçınmaktır.

 

Râvi Er-Rabi'in Haccâc-ı Zâlime karşı şehid oluncaya kadar savaştı­ğı Cemâcim Savaşı Irak'ta Abdurrahman İbn-el-Eş'as ile Haccâc ara­sında olmuştur. Bu savaşta o kadar çok kurrâ şehid olmuştur ki Talha b. Musarrif gülen bir adamı görünce; "Belli ki bu adam Cemâcim savaşım görmemiş. Eğer bu savaşı ve bu savaşta şehid olan Kurcanın çokluğunu görmüş olsaydı, asla gülemezdi" demiştir.[Bk. îbnu'I-Esîr, en-Nihâye fî-Ğanbi'l-Hadisi ve'l-Eser, I, 299.]